Bugün Taken 2 adlı filmi izledim. Film İstanbul'da geçiyordu. İstanbul'u bir de Hollywood gözüyle görmek istedim. Hay izlemez olaydım! Film berbat! Kendimi buraya zor attım. Bizim güzel şehrimiz, dünyada eşi benzeri bulunmayan İstanbul; bu kadar çirkin gösterilemezdi.
Film bildiğiniz aksiyon filmi. Vurdu, kırdı, gürültü, patırtı, silahlar vs. Aksiyonu sevenler bakabilir. Fakat baktıktan sonra benimle aynı fikirde olacağınıza eminim; çünkü bu aksiyon filmi diğerlerinden bir yönüyle farklı. İstanbul'u tanıtmak için değil sanki Türkiye'yi küçük düşürmek için yapılmış. Camilerimizin, hamamlarımızın, küçük pasajlarımızın reklamı fazlasıyla yapılmış. Bu çok güzel. Evet yönetmenin hakkını yememek gerek. Peki ya Murat ve Şahin markalı polis arabalarını kim açıklayacak? Yıkık dökük harabe evleri? Çarpık kentleşmeyi? Kalabalık insan topluluğunda tek görünen çarşaflı - cübbeli insanları, dilencileri, ve seyyar satıcıları? Bu saydıklarım filmde sıkça görülmesinin amacı ne olabilir? İnsanların görünmesine söz söyleyemem; halkımızla et-kemik gibiyiz. Tabi ki filmde görünmeleri de normal. Benim kızdığım nokta: Türkiye'yi bu saydıklarımızdan ibaret gösterip, 3. sınıf gelişmemiş ülke profili çizmeleri. Filme baktığımda Türkiye'yi değil İran'ın ya da Hindistan'ın dar sokaklarını gördüm. Bu dar sokaklar yıkık dökük evlerden ibaret. Peki ya İstanbul? Onu ne zaman göreceğiz?
Gelelim konusuna... Konusu: Bir FBI ajanının çeteyi çökertmesi. Ajan ailesiyle İstanbul'a tatile gelmiştir; fakat çetenin onu takip etmesiyle şehrin sokaklarında bir kovalamaca başlar. Ne büyük kahramanlık gösterisi! Oldum olası Amerikan yapımı aksiyon filmlerini sevmemişimdir; çünkü ülkelerini kahraman göstermekten başka yaptıkları yoktur. İnsanların beynini zımbırtılarla dolduruyorlar. Hepsi bu!
Amerika'nın onca cana kıydığı, onca ülkeyi yıktığı, yaktığı, onca milleti sömürdüğü, kapitalizm ile insanların emeklerini çaldığı yetmiyormuş gibi bir de kendilerini yücelten "Biz kurtarıcıyız" imajı! Şimdi ben sinirlenmeyeyim de ne yapayım! Bu konuyla alakalı farklı bir yazı yazacağım. Emperyalizme burada dalarsam çıkamam.
Uzun lafın kısası dostlar! Biz biz olalım çok çalışalım! Ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkaralım. Belki Amerika kadar ilerlememiz zor olur; ama coğrafi zenginliklerimiz ve genç nüfusumuz ile Türk parasını kıymetlendirebiliriz.Hatta o zaman geldiğinde; kendi filmlerimiz ile Türkiye'nin reklamını daha güzel yaparız.
Tek bir şeye ihtiyacımız var: çok çalışmak. M. Kemal.
Sevgiler...
Tek bir şeye ihtiyacımız var: çok çalışmak. M. Kemal.
Sevgiler...
aslında onlar türkiyenin geleceğini görmüş ondan öyle gösteriyorlar
YanıtlaSilBu sözünde sanki 4+4+4'e değindiğini hissettim.
SilGelecek hakkında bu kadar kesin konuşamayız. İktidardan elbette memnuniyetsizliklerimiz olacak. Burada siyasete değinmek istemiyorum. Fakat bizim meselemiz şu: gidişattan şikayet etmek yerine üzerimize düşen görevi yapıp gücümüz yettiğince çalışmalı, çalışmayı özendirmeli, iyi yerlere gelmeliyiz. Başarmak elimizde. Yeter ki gücümüzün farkında olalım.