13 Mart 2013 Çarşamba

Senin De Canın Yansın İstiyorum



  Seni, tüm vicdansızlığımla başka bir şehrin sokağına bırakıp kaçmak istiyorum. Belki yolu bulup dönemezsin diye ümit ediyorum.

  Birini bu kadar çok sevmek ne zor bir çaresizlik, hiç bilmediğin bir kalbi çözmeye çalışmak, sokaklarında yürümek, her enfes alışını izlemek, anlamak ve sevdikçe kaybolmak ne demek anla istiyorum.

Seni bir köprüden aşağıya sallandırmak istiyorum. Öyle çaresizce tek bacağından asılıp, sonsuz okyanusa bakarak uzun süre düşün istiyorum.

Birinin elini tuttuğunda, seni her an bırakacakmış gibi hissettirmesi, ölecek misin, yaşayacak mısın bilememek ne demek anla istiyorum.

Sevilip sevilmediğini çözmek için uğraşmayı, hep emek verip, fedakarlık edip, bir umutla her şeyin yoluna gireceğini ummayı; kaybetmeye hazır bekleyerek, yine de çok sevmeyi başarmayı hisset istiyorum.

Bana yaşattığın ne varsa, sen de yaşa istiyorum.

Elime bir bıçak alıp, tam kalbinin üstüne bir çizik atmak istiyorum. Kağıt kesiğine benzer bir sızıyı hep kalbinde taşımayı anla ve ne zaman kabuk bağlasa yaran, gelip en sevdiğin yine kanatsın orayı da, asıl o zaman gör can acısını ne olduğunu istiyorum.

Birini sevdiğinde, yaptıklarından çok yapmadıklarına kırılmanın izleriyle yaşamayı, hiç bilinmeyen bir geleceğe kendince kurduğun düşlerle yürümeyi, fazladan cebinde hep bir hayal kırıklığına hazır bekleme kartını tutmayı, beklentilerini en aza indirip sadece onun için yaşamayı denemeni istiyorum.

Benim seni sevdiğim gibi, senin de beni sevmeni diliyorum.

Saatler boyu cam kenarında beklemenin, her ayak sesine kapıya fırlamanın, kapanmış ve ne zaman açılacağı belli olmayan telefonların karşısında çaresiz kalmayı öğren istiyorum.

Ne kadar acımışsa canım, senin ki de acısın istiyorum. Bir gün, beni olmasa bile başkasını böyle sevmeyi öğren istiyorum. Ben seni öldürmek istemiyorum, böyle severek zaten içimdeki seni öldürüyorum…..

Candan Ünal

2 yorum: